ON THE RELATIONSHIP OF GORANI AND TURKISH

Abstract

Türk dilinde k’ler g(g > k, kel- > gel- > gibi) olur, r’ler z (r > z, Ogur > Oğuz, sekir > sekiz gibi) olur. “Gora” kelimesi” Koza” mıdır, yoksa Sırp dilindeki anlamıyla “Dağ veya Tepe” (Crna Gora – Karadağ; Fruşka Gora – Fruşka Dağı; Kranjska Gora - Krany Dağı gibi) midir? Kesin bir belge olmayışı ile birlikte, bilimsel anlamda bu soru sürekli kafa karıştırıp, siyasi sahiplenmeler devam edecektir. Bugün siyasi anlamda Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan ve hatta en son Slovenya devletleri bile Gora’da yaşayan ahaliye kendi ülkelerinin vatandaşlığına kabul ettirmek için gönüllü pasaport verebilmektedir. 1915 yılında Çanakkale Savaşı’nda 97 şehit veren Goralılar kültürlerini, örf, adetlerini, geleneklerini, göreneklerini, müzik aletlerini (saz, divan, bağlama, cura), Türk edebiyatındaki gibi kafiye ve hece veznine uyarak söyledikleri türkülerini, doğum, ölüm, düğün adetlerini, mezar taşlarını, damgalarını koruyarak Türk’ten farklı olmadıklarını kanıtlamaktadırlar. İslam dininin beş şartı olan Kelime-i Şahadet, namaz, oruç, zekât ve hac ile kültürlerini korumakta en büyük etken olarak din görülmektedir. Osmanlı’nın çekilmesinden sonra her türlü işkence ve baskıya maruz kalarak Slavların veya Sırpların etkisiyle dillerindeki ses ve şekil değişimlerine kadar Goralılar İslam dininden taviz vermeyip kendilerini koruyabilmişlerdir. Bizi ilgilendiren kısmı Goracanın bazı dil özellikleri ve bu dilin Türk dilinden ayrılmadığını, ayrılamadığını az da olsa ortaya çıkarıp bilime katkı sağlamaktır. Doğrusu Gora diline veya Goracaya Boşnak Dili veya Boşnakça denmemeli.

Keywords
Gora, Koza, Türkçe, Dil
Kaynakça